İşveren’in İş Kazaları Bakımından Hukuken Dikkat Etmesi Gereken Hususlar
İşverenin işçisinin fiziksel ve psikolojik bütünlüğünü koruma yükümlülüğü altında, iş kazaları
bakımından işverenin hukuken dikkat etmesi gereken hususlar hem çalışanların huzur ve
güvenliğini sağlamak hem de yasal sorumluluklarını yerine getirmek açısından büyük önem
taşımaktadır. Buna göre işverenin hukuken dikkat etmesi gereken başlıca hususlar şunlardır:
1. İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliğine Uyum
İşveren, yapılan işin kendine özgü koşullarına ve tehlikelilik derecesine göre iş yerinde iş
sağlığı ve güvenliği mevzuatına uygun tedbirler almak zorundadır. Bu husus, 6331 sayılı İş
Sağlığı ve Güvenliği Kanunu (“İSGK”) çerçevesinde belirlenen tüm yasal düzenlemelere
uygun hareket edilmesi anlamına gelir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 77 nci maddesi;
“İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi
almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda
alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve
güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları
mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda
bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar…”
düzenlemesini içermektedir. Bahse konu düzenleme kapsamında Yargıtay Hukuk Genel
Kurulu;
“Bilim, teknik ve örgütlenme düşüncesi yönünden alınabilme olanağı bulunan, yapılacak
gider ve emek ne olursa olsun bilimin, tekniğin ve örgütlenme düşüncesinin en yeni verileri
göz önünde tutulduğunda işçi sakatlanmayacak, hastalanmayacak ve ölmeyecek ya da bu kötü
sonuçlar daha da azalacaksa her önlem işverenin koruma önlemi alma borcu içine girer. Bu
önlemler konusunda işveren iş yerini yeni açması nedeniyle tecrübesizliğini, bilimsel ve teknik
gelişmeler yönünden bilgisizliğini, ekonomik durumunun zayıflığını, benzer iş yerlerinde bu iş
güvenliği önlemlerinin alınmadığını savunarak sorumluluktan kurtulamaz. Gerçekten,
çalışma hayatında süregelen kötü alışkanlık ve geleneklerin varlığı işverenin önlem alma
borcunu etkilemez. İşverenlerce, iş güvenliği açısından yaşamsal önem taşıyan araç ve
gereçlerin işçiler tarafından kullanılması sağlandığında, kaza olasılığının tamamen ortadan
kalkabileceği de tartışmasız bir gerçektir.” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Karar Tarihi:
15.05.2024, 2023/226 E., 2024/234 K.)
şeklinde hüküm kurmuştur.
Görüldüğü üzere, hukuk düzeni, işverenden, yaptığı işin niteliği gereği temin etmesi gereken
tedbirleri, teknik ve bilimsel gelişmeleri takip ederek güncellemesini ve uygulamasını
beklemektedir.
2. Risk Değerlendirmesi
Risk değerlendirmesi, tehlikelerin belirlenmesi, risklerin analiz edilerek ortadan kaldırılması
veya en aza indirilmesi için yapılan çalışmaları kapsar. Bu değerlendirme düzenli olarak
güncellenmelidir. Nitekim işverenin bu yükümlülüğü, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun
10’unc maddesinde düzenlenmiş olup söz konusu maddeye göre;
(1) İşveren, iş sağlığı ve güvenliği yönünden risk değerlendirmesi yapmak veya yaptırmakla
yükümlüdür. Risk değerlendirmesi yapılırken aşağıdaki hususlar dikkate alınır:
a) Belirli risklerden etkilenecek çalışanların durumu.
b) Kullanılacak iş ekipmanı ile kimyasal madde ve müstahzarların seçimi.
c) İşyerinin tertip ve düzeni.
ç) Genç, yaşlı, engelli, gebe veya emziren çalışanlar gibi özel politika gerektiren gruplar ile
kadın çalışanların durumu.
(2) İşveren, yapılacak risk değerlendirmesi sonucu alınacak iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri
ile kullanılması gereken koruyucu donanım veya ekipmanı belirler.
(3) İşyerinde uygulanacak iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri, çalışma şekilleri ve üretim
yöntemleri; çalışanların sağlık ve güvenlik yönünden korunma düzeyini yükseltecek ve
işyerinin idari yapılanmasının her kademesinde uygulanabilir nitelikte olmalıdır.
(4) İşveren, iş sağlığı ve güvenliği yönünden çalışma ortamına ve çalışanların bu ortamda
maruz kaldığı risklerin belirlenmesine yönelik gerekli kontrol, ölçüm, inceleme ve
araştırmaların yapılmasını sağlar.
şeklindedir.
3. Eğitim ve Bilgilendirme
İşverenin, çalışanlarının, işin niteliği ve tehlike durumuna özgü iş sağlığı ve güvenliği eğitimi
almalarını sağlamaları gerekmektedir. Çalışanların, iş yerinde karşılaşabilecekleri tehlikeler,
bu tehlikelerden korunma yolları ve acil durumlarda ne yapmaları gerektiği konularında
bilgilendirilmesi gerekir.
İş Sağlığı ve Güvenliği eğitimleri özellikle;
işe başlamadan önce,
çalışma yeri veya iş değişikliğinde,
iş ekipmanının değişmesi hâlinde veya yeni teknoloji uygulanması hâlinde verilir.
Mesleki eğitim alma zorunluluğu bulunan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işlerde,
yapacağı işle ilgili mesleki eğitim aldığını belgeleyemeyenler çalıştırılamaz. İşverenin eğitim
ve bilgilendirme yükümlülüklerine ilişkin, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu,
‘’iş sağlığı ve güvenliği eğitimi, bir kısım mevzuat hükümlerini içeren belgelerin çalışanlara
verilmesiyle değil, eylemli olarak bu bilgilerin aktarımı ve öneminin kavratılması ile
sağlanabilir. İş kazası meydana geldiğinde, çalışana verilen eğitimin içeriği ile meydana
gelen olay arasında değerlendirme yapılmalı, eğitim konularının içeriğinin kazaları önlemeye
yönelik olarak tespit edilmesi ve bunların çalışanlara kavratılması sağlanmalıdır.’’ (YHGK,
16.06.2004 T., 2004/21-365 E., 2004/369 K.)
şeklinde hüküm kurmuştur.
4. Güvenlik Ekipmanlarının Temini ve Kullanımı
İşveren, çalışanların iş yerinde karşılaşabilecekleri risklere karşı uygun kişisel koruyucu
donanımları (KKD) temin etmek zorundadır. Ayrıca, bu ekipmanların nasıl kullanılacağı
konusunda çalışanları bilgilendirmeli ve kullanımını denetlemelidir. KKD'lerin düzenli olarak
kontrol edilmesi ve gerekli durumlarda yenilenmesi de işveren bakımından önemli olacaktır.
İşverenin kişisel koruyucu ekipmanları temin edip çalışana zimmetle teslim etmesi yanında,
ekipmanlarının- kullanımını çalışanın inisiyatifine bırakmayacak şekilde – denetlemesi
gerekmektedir.
5. İş Kazalarının Bildirilmesi ve Kayıt Altına Alınması
Herhangi bir iş kazası meydana geldiğinde, işveren bu durumu en kısa sürede ilgili yetkili
makamlara bildirmek zorundadır. Ayrıca, iş kazası raporu hazırlanmalı ve bu rapor hem iş
yerinde hem de yasal mercilerde saklanmalıdır. İş kazalarının kayıt altına alınması, benzer
kazaların önlenmesi için de önemlidir.
İşveren; bütün iş kazalarının ve meslek hastalıklarının kaydını tutar, gerekli incelemeleri
yaparak bunlar ile ilgili raporları düzenler.
Aşağıdaki hallerde belirtilen sürede Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirimde bulunulması
gerekmektedir:
İş kazalarını kazadan sonraki 3 iş günü içinde.
Sağlık hizmeti sunucuları veya işyeri hekimi tarafından kendisine bildirilen meslek
hastalıklarını, öğrendiği tarihten itibaren 3 iş günü içinde.
İşyeri hekimi veya sağlık hizmeti sunucuları; meslek hastalığı ön tanısı koydukları vakaları,
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularına sevk eder.
Sağlık hizmeti sunucuları kendilerine intikal eden iş kazalarını, yetkilendirilen sağlık
hizmeti sunucuları ise meslek hastalığı tanısı koydukları vakaları en geç 10 içinde Sosyal
Güvenlik Kurumuna bildirir.
6. Acil Durum Planları ve Tatbikatlar
İşveren’in, olası acil durumlar için bir acil durum planı hazırlaması ve çalışanlarını bu plan
hakkında bilgilendirmesi olası iş kazalarının önlenmesi bakımından faydalı olacaktır. Ayrıca,düzenli aralıklarla acil durum tatbikatları yaparak çalışanların acil durumlarda nasıl hareket
etmeleri gerektiğini öğrenmelerini de uygun olacaktır.
7. İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu Oluşturma
Belirli bir çalışan sayısını aşan iş yerlerinde, işverenin bir iş sağlığı ve güvenliği kurulu
oluşturması zorunludur. Bu kurul, iş yerindeki sağlık ve güvenlik önlemlerinin denetlenmesi
ve geliştirilmesi için çalışır.
İş sağlığı ve güvenliği kurulunun yapısı ve işleyişi İSGK m. 22 de düzenlenmiştir. Maddeye
göre;
Elli ve daha fazla çalışanın bulunduğu ve altı aydan fazla süren sürekli işlerin yapıldığı
işyerlerinde işveren, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalarda bulunmak üzere kurul
oluşturur. İşveren, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına uygun kurul kararlarını uygular.
Altı aydan fazla süren asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu hallerde;
Asıl işveren ve alt işveren tarafından ayrı ayrı kurul oluşturulmuş ise, faaliyetlerin
yürütülmesi ve kararların uygulanması konusunda iş birliği ve koordinasyon asıl işverence
sağlanır.
Asıl işveren tarafından kurul oluşturulmuş ise, kurul oluşturması gerekmeyen alt işveren,
koordinasyonu sağlamak üzere vekâleten yetkili bir temsilci atar.
İşyerinde kurul oluşturması gerekmeyen asıl işveren, alt işverenin oluşturduğu kurula iş birliği
ve koordinasyonu sağlamak üzere vekâleten yetkili bir temsilci atar.
Kurul oluşturması gerekmeyen asıl işveren ve alt işverenin toplam çalışan sayısı elliden fazla
ise, koordinasyonu asıl işverence yapılmak kaydıyla, asıl işveren ve alt işveren tarafından
birlikte bir kurul oluşturulur.
Aynı çalışma alanında birden fazla işverenin bulunması ve bu işverenlerce birden fazla
kurulun oluşturulması hâlinde işverenler, birbirlerinin çalışmalarını etkileyebilecek kurul
kararları hakkında diğer işverenleri bilgilendirir.
8. İş Güvenliği Uzmanı ve İşyeri Hekimi İstihdamı
İşveren, iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi bulundurmalıdır. Bu uzmanlar, iş yerinde
güvenlik önlemlerinin alınması, çalışanların sağlık kontrollerinin yapılması ve gerekli
eğitimlerin verilmesi gibi görevleri üstlenirler. Söz konusu işyeri hekimleri ve iş güvenliği
uzmanlarının yükümlülükleri İSGK m. 8’de düzenlenmiştir. İSGK m. 8’e göre; işyeri hekimi
ve iş güvenliği uzmanı, görev aldığı işyerinde göreviyle ilgili mevzuat ve teknik gelişmeleri
göz önünde bulundurarak iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili eksiklik ve aksaklıkları, tedbir ve
tavsiyeleri belirler ve işverene yazılı olarak bildirir.
Eksiklik ve aksaklıkların düzeltilmesinden, tedbir ve tavsiyelerin yerine getirilmesinden
işveren sorumludur. 9. Denetim ve Kontrol
İşveren, iş yerindeki iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin uygulanıp uygulanmadığını düzenli
olarak denetlemelidir. Bu denetimlerin sonucunda tespit edilen eksiklikler giderilmeli ve iş
yerinde sürekli bir iyileştirme süreci benimsenmelidir. İşyerinde etkin bir denetim ve kontrol
mekanizmasının işçilerin uyum ve iş birliği olmadan işletilebilmesi mümkün değildir. Bu
minvalde, ‘’işçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye
düşürmesi’’ halinin işverene derhal fesih hakkı verdiği İş Kanunu’nun 25/2’inci maddesinde
düzenlenmiştir. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin bir kararında,
“İş güvenliği hükümleri, işçi sağlığı ve güvenliğini korumaya yönelik titizlikle uyulması
gereken kurallardır. Bu konuda işverenin alması gereken tedbirlerin yanında işçinin de
yükümlülükleri vardır. İşçinin kasıtlı bir davranışı ya da görevini savsaması sonucu işin
güvenliği yönünden bir tehlike meydana gelmesi durumunda, işveren açısından derhal “haklı
nedenle fesih hakkı” ortaya çıkar. İşçinin bu konuda uyarılması veya hatırlatmada
bulunulmasına gerek olmadığı gibi, belli bir zararın oluşması da gerekmez. Aynı bentte
belirtilen işçinin otuz günlük ücretinin tutarıyla karşılanamayacak bir zarar vermesi, işin
güvenliğini tehlikeye düşürmekten bağımsız bir fesih nedenidir. “(Sakarya Bölge Adliye
Mahkemesi 11. HD 2023/547 E. 2023/939 K. 25/04/2023 T.)
Şeklinde hüküm kurularak iş sağlığı ve iş güvenliğine aykırı davranarak işi tehlikeye düşüren
işçinin iş akdinin derhal feshinin haklı nedene dayandığı hüküm altına alınmıştır.
Sonuç:
İşverenlerin, çalışanların fiziksel ve ruhsal bütünlüğünü koruma yükümlülüğü, iş sağlığı ve
güvenliği mevzuatına uyum, düzenli risk analizi ve etkin denetim ile sağlanabilir. İş
kazalarının önlenmesi ve güvenli bir çalışma ortamı oluşturulması, işverenlerin yasal
sorumluluklarını yerine getirmeleri açısından kritik öneme sahiptir. Bu yükümlülüklerin ihmal
edilmesi, hukuki ve cezai sorumlulukları beraberinde getirebilir.