Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na Direnme Yoluyla Gelen “Sendikaya Üye Olduktan Sonra İşçinin Kök Ücretinin Düşürülmesi” İle İlgili Uyuşmazlıkta “Ücret Tis İle Düşürüldüğü İçin Tek Taraflı İşveren İradesiyle Ücretin Düşürülmüş Olduğundan Söz Edilemeyeceği” ne karar verilmiştir (Yargıtay HGK Esas No. 2022/9-152, Karar No. 2023/550, Tarihi: 31.05.2023).
İlk Derece Mahkeme Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin 08.09.2020 tarihli ve 2019/472 Esas, 2020/209 Karar sayılı kararı ile davacının bireysel iş sözleşmesi ile kararlaştırılan temel ücretinin davalı işveren tarafından davacının toplu iş sözleşmesinden yararlandırılması sonucu düşürülmüş olduğu, bu durumun mülga 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nun (2822 sayılı Kanun) 6 ncı maddesinin ikinci fıkrası ile 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 36 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen işçiye yararlılık ilkesine aykırılık teşkil ettiği, davalı işveren tarafından davacı işçinin bu yönde yazılı muvafakatinin de alınmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin 29.12.2020 tarihli ve 2020/2498 Esas, 2020/3206 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Kararı
Özel Daire tarafından yapılan incelemede: “Davacı işçinin sendika üyesi olması üzerine toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya başladığı anda ücretin düşürüldüğü iddiasına dayalı olarak açılan dava Dairemizin önceki uygulamaları ve kararları doğrultusunda karara bağlanmış olsa da Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin kapatılması üzerinde yeniden oluşan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin Eylül 2020 tarihinde aldığı ilke kararı doğrultusunda ücretin düşürüldüğü iddiasına bağlı taleplerin reddi gerekeceğinden sözü edilen redden dolayı davalı yararına avukatlık ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemelidir.” Denilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
İlk derece mahkemesince bozma üzerine yapılan yargılamada: “benzer mahiyetteki bir uyuşmazlıkta Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.05.2018 tarihli ve 2015/1429 Esas, 2018/1089 Karar sayılı kararının da bozma öncesinde verilen karar ile aynı doğrultuda olduğu, yine benzer mahiyetteki başka bir dosyada Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından verilen bozma kararının oy çokluğuyla verildiği” gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Yoluyla Hukuk Genel Kurulu Önüne Gelen Uyuşmazlık Hakkında Genel Kurul Tarafından Yapılan İncelemede
“Sonuç olarak davacının taraf sendikaya üye olup işyerinde uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya başladıktan sonra toplu iş sözleşmesi hükümleri kapsamında günlük ücretinde (yevmiyesinde) düşüş olmuş ise de, akçalı menfaatlerinde bir bütün olarak artış meydana gelmiş ve geliri yükselmiştir. Dolayısıyla davacının fark ücret ve buna bağlı diğer fark işçilik alacaklarına hak kazanmayacağı kabul edilmelidir. Hâl böyle olunca, Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” denilmiştir.
Uygulanan Mevzuat
1. 6356 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesi.
2. Mülga 2822 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi.
Netice Olarak
İlk derece mahkemesince verilen direnme kararında gerekçe olarak “benzer mahiyetteki başka bir dosyada Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından verilen bozma kararının oy çokluğuyla verildiği” ne dayanılmıştır. Ancak belirtmek gerekir ki; Yargıtay 22. Hukuk Dairesi ve Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’ nin birleşmesi sonrası konu ile ilgili olarak: “işçinin iş sözleşmesindeki temel ücretinin sendikaya üye olması halinde azalması durumunda, mahkemece bir karşılaştırma yapılması gerektiğine; TİS ile öngörülen ücret ve ekleri ile sosyal hakların işçi lehine olması halinde, işçinin kök ücretinin TİS ile azalmasında kanuna aykırılık olmayacağına” dair ilke kararı alınmıştır.
Hukuk Genel Kurulu’nca yapılan değerlendirmede de söz konusu ilke kararına uygun olacak şekilde: “Davacı işçinin sendikaya üye olup işyerinde uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya başladıktan sonra bordrolarında saat ücreti düşürülmüş ise de, ücret tis ile düşürüldüğü için tek taraflı işveren iradesiyle ücretin düşürülmüş olduğundan söz edilemeyeceği, toplu iş sözleşmesinde öngörülen yan ödemelerle birlikte akçalı menfaatlerinde bir bütün olarak artış meydana geldiği ve geliri yükseldiği için işçinin fark ücret ve buna bağlı diğer fark işçilik alacaklarına hak kazanmayacağı” kabul edilmiştir.